0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Ne enteresandır ki Wonder Boy’dan devşirme olmasına karşın Adventure Island çok daha tanınan bir seri. 1986 yılında Arcade’lere çıkan birinci Wonder Uzunluk oyunu, Japonya’da baş karakteri değiştirilip Adventure Island (Takahashi Meijin no Bōken Jima) ismiyle Famicom’a aktarılmış, epey başarılı olunca da bağımsız bir seri olarak yoluna devam etmişti. Geçen vakit zarfında da Wonder Uzunluk serisi Adventure Island’in gölgesinde kalsa da genel olarak çok daha başarılı bir seri olduğunu düşünüyorum. Hele ki seride Wonder Uzunluk 3: The Dragon Trap üzere efsane bir oyun varken.

Wonder Uzunluk Collection çok garip bir toplama paketi. Keza Remake’leri saymazsak serinin 7 ana oyunundan yalnızca 4 adedini içeriyor ve ne hikmetse bu oyunlar ortasında serinin en güzeli olan Wonder Uzunluk 3 yok. Üstelik tekrar bu sene içerisinde serinin tüm ana oyunlarını içerecek olan Wonder Uzunluk Anniversary Collection da çıkacakken bu paketin hedefi neydi, açıkçası anlamakta zahmet geçiyorum.

Paketteki oyunların üzerinden kısaca geçecek olursak, birinci oyunumuz varsayım de edebileceğiniz üzere 1986 üretimi özgün Wonder Uzunluk. Vakte karşı ilerliyor, meyve toplayarak müddetimizi tekrar dolduruyor, balta ve alev topları kullanarak da düşmanlara karşı savaşıyoruz. Zati artık hepimizin bildiği halde klasikleşmiş, ancak hala daha çocukluktan hatırladığım kadar da güç bir platform – aksiyon oyunu.

Serinin ikinci oyunu olan Wonder Uzunluk in Monster Land ise platform – aksiyon tipine devam eden Adventure Island’ın tersine aksiyon – RPG tarafına kaymaya karar vermiş ki çok da hakikat bir karar olmuş. Keza bu oyunla bir arada serinin kendi üslubunu ve dünyasını oturtmaya başladığını söylemek yanlış olmaz. Artık kentlerde gezebiliyor, beşerlerle konuşabiliyor, alışveriş yapıp ekipmanlar satın alabiliyor, büyüler kullanabiliyor ve boss savaşları yapabiliyoruz. Bilhassa de periyodunun standartları göz önüne alındığında çok başarılı ve keyifli bir oyun olduğunu düşünüyorum.

Serinin 3 numaralı oyunlarını atladıktan sonra (Monster Lair ve Dragon’s Trap) sıradaki oyunu Wonder Uzunluk in Monster World için de az evvel bahsettiğim Monster Land’in Sega Genesis’e gelen gelişmiş versiyonu da diyebiliriz. Keza 16-bit’in getirdiği nimetlerle teknolojik açıdan bir tık ilerleyip yeni bir hikaye ve düşmanlar sunsa da oynanış açısından pek bir yenilik sunmuyor. Zati birebir devirde yeniden 16-bit’e çıkan Final Fantasy, Dragon Quest, Breath of Fire, Secret of Mana üzere rakiplerinin gölgesinde kaldığı aşikar. Yeniden de kendi başına güzel bir oyun olduğunu söyleyebiliriz.

Gelelim paketteki en enteresan oyuna. Serinin 5. oyunu olan Monster World IV vaktinde yalnızca Japonya’ya çıkmış, 2012’deki PSN ve Xbox versiyonuna kadar da 18 sene boyunca resmi İngilizce dayanağı sunmamıştı. O yüzden benim de pakette birinci denediğim bu oldu. Oyun yine evvelkiler üzere aksiyon – RPG olsa da pek çok açıdan kendini geliştirmiş. Karakterimiz Asha’ya eşlik eden Pepelogoo isminde bir canavar dostumuz var ve Pepelogoo’yu kullanarak kısa aralı uçabiliyor, double-jump yapabiliyor, bâtın kapıları bulabiliyor ve alevleri söndürmek üzere pek çok nesneyle etkileşime geçebiliyorsunuz. Bu da oynanışa oldukça renk katıyor tabi. Oyunda yer alan kimi zindanların da 16-bit bir sistem için muazzam büyüklükte olduğunu ve epeyce güzel bir mizah anlayışı içerdiğini de eklemek isterim. Net halde paketin en güzel oyunu Monster World IV, epey yıl Batının bu oyundan mahsur kalması biraz üzücü olmuş.

Peki Monster Uzunluk Collection bu oyunları bir ortaya getirmekten diğer bir şey sunuyor mu? Açıkçası hayır. İleri – geri sarma özelliği, istediğin an kayıt alabilmek, ekran çözünürlüğü ve tuş dizilimlerini değiştirmek haricinde bir şey sunduğunu söyleyemem, kaldı ki bunlar da her toplama paketinin olmazsa olmazı özellikler esasen. İçerdiği artwork galerisi bile oldukça limitli ve garip, keza birtakım oyunlarda oyunun versiyonu ile galeri kapağı uyuşmadığı üzere (İlk Wonder Boy’un arcade oyunu olmasına karşın galeride yalnızca Sega Master System kapağı var) rastgele bir tarihçe, ya da oyunların kitapçıklarını bile içermiyor. Bu haliyle konsol için çıkmış resmi bir emülatörden hallice diyebiliriz.

Paketteki oyunlar vakti için güzel olsa da dürüst olmak lazım, çağdaş oyuncuları çekemeyecek kadar eskimiş ve sıra dışı mekanikler içermeyen oyunlar. Hele ki Wonder Uzunluk 3: The Dragon’s Trap üzere günümüz oyuncularını bile çekebilecek tek oyunu da içermemesi inanılır üzere değil. Bu haliyle yalnızca benim üzere Retro başları ve serinin hayranlarını cezbedebilir ki bu sene tüm oyunlarını içerecek olan Wonder Uzunluk Anniversary Collection’ın çıkacağını düşünürsek o da çok mümkün görünmüyor.