Star Wars: A New Hope’un sonunda Chewie’ye madalya takılmaması Star Wars tarihinin en büyük ayıplarından birisiydi! Bu yazıda da Chewie’yi anmamak bu hakaretamiz olaya alkış tutmak olacağı için olağan ki Chewie’ye hak ettiği kıymeti vereceğiz. Lakin evvel şu madalya olayının aslına bir değinmek istiyorum. O devir için “The Star Wars” olarak bilinen George Lucas’ın öyküsünün 1974 yılındaki taslağında Chewbacca madalyasını alıyormuş. Fakat sinemada Chewie madalyasına kavuşamadı. Sinemadan birkaç sene sonra çizgi romanlarda Wookielerin madalyalara kıymet vermediğini açıklayan Lucas, Leia’nın arkadaşlar ortasında Chewbacca’ya bir madalya verdiğini de duyurmuştu. Emsal bir sebepten Return of the Jedi sinemasının sonunda da madalya almayan Chewbacca çok daha kıymetli bir iş başararak yeni cumhuriyet içerisinde Wookie temsiliyetini simgeliyordu.

Chewie’nin genel karakterine baktığımız vakit aslında maddi bahislerle pek alakası olmadığını çabucak anlayabiliyoruz. Altın madalyalara muhtaçlık duymadan altın üzere bir kalbe sahip olan bu Wookie dostumuzun Han Solo’yu tekraren kurtardığını biliyoruz. Yalnızca Solo değil hem uzayda hem de karada asileri de çok sefer beladan kurtaran Chewbacca’ya gözleri önünde Han’ın mevtini yaşatan J.J. Abrams’a ise diyecek kelam bulamıyorum. Han’ın acısını kalbine gömdükten sonra bile Rey’e First Order’ı yok etmek için tüm gücüyle yardım eden Chewie tahminen de Kylo Ren’i vurmasaydı Rey diye bir karakter ortamızda olmayacaktı. Ha bu işleri daha berbat hale sokar mıydı? Pek sanmıyorum… Order 66 sırasında Wookie ana gezegeni Kashyyyk’de Yoda ile birlikte hain klonların saldırısını da engelleyen Chewie vakit içerisinde tutsak düşüp Han Solo ile karşılaşarak yine cumhuriyet saflarında uğraş edecekti. Madalyası olsun ya da olmasın Chewbacca ve o harika narası Star Wars ismine kültleşen anlarda daima karşımıza çıkacak. Artık en yakın dostu Han Solo’da olmadığı için Star Wars Kainatı içerisinde düzgün bir tatili de Chewie’den daha fazla hak eden kimse yoktur diye düşünüyorum.

Dokuz sinemalık bu Skywalker Saga içerisinde elbette öteki ikonik karakterler de akla geliyor. Örneğin işin berbatlar kısmında General Grevious’u da unutmak mümkün değil ya da daha sonra animasyonlar sayesinde tekraren vefattan dönen Darth Maul’ün de The Phantom Menace’deki hali oldukça havalıydı. Lakin genel çizgilerine ve sinemalara tesirlerine bakınca bu altılı benim hayli içime sindi. Han Solo ve Prenses Leia özgün üçlemenin ana karakterleri olduğu için bu listede yer alamazlardı. Keza Padme’nin de Natalie Portman’ın varlığıyla birlikte bir yan karakter olduğunu söylemek hayli güç. Obi-Wan Kenobi/Ben Kenobi de kendi dizisine sahip bir karakter ve aslında prequel üçlemenin Anakin ile birlikte ana karakteriydi. Bu isimler dışında Jar Jar hariç listeye yorumlarınızı bekliyorum. Bir sonraki yazıda görüşünceye dek, güç hepimizle olsun.