DOLAR 14,5986 -0.02%
EURO 15,9195 -0.07%
ALTIN 927,82-0,02
BITCOIN 6033944,01%
Kayseri

PARÇALI AZ BULUTLU

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

SİHA’lardaki başarıyı mini denizaltıda da yakalayabiliriz

SİHA’lardaki başarıyı mini denizaltıda da yakalayabiliriz

Milli S/İHA’larla dünyanın en iyileri arasına giren Türkiye, yakın gelecekte mini denizaltılarla benzer başarı hikâyelerine hazırlanıyor. Uzmanlara göre, ‘oyun değiştirici’ SİHA’ların Mavi Vatan’daki karşılığı mini denizaltılar olacak.

ABONE OL
Şubat 10, 2022 15:00
SİHA’lardaki başarıyı mini denizaltıda da yakalayabiliriz
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Türkiye’nin yerli ve milli savunma sanayiinde geçen on yılda attığı adımlar meyvelerini vermeye devam ediyor. Bu konuda en önemli kazanımlardan biri hiç şüphesiz ‘Nasıl yapılır?’ kabiliyetinin farklı alanlarda süratle kazanılması.

Kazanılan bu kabiliyetin yansımasını net gördüğümüz alanlardan biri de deniz platform ve sistemlerinde gelinen nokta. Kendi ihtiyaçları doğrultusunda değerli adımlar atan Türkiye’nin en önemli hedeflerinden biri de milli mini denizaltı üretebilmek.

TRT Haber’den Sertaç Aksan’ın haberine göre; geçtiğimiz günlerde STM tarafından mini denizaltı üretimine dair ‘Bu konuda çalışmalarımız süratle devam ediyor’ açıklaması dikkate değer… Peki Türkiye gibi üç tarafı denizlerle çevrili bir ülke için mini denizaltı ne anlama geliyor? Bu araçları üretebilecek seviyede miyiz? Daha da önemlisi bilhassa Yunanistan’ın hızla silahlanması sonucu sıkça konuşulmaya başlanan ‘Ege’deki dengeler’ meselesi mini denizaltılar cephesinden nasıl görünüyor?

YÜKSEK TEKNOLOJİYİ ÜRETEBİLECEK NOKTADAYIZ

Savunma ve Denizcilik Araştırmacısı Kozan Selçuk Erkan süreci yakından takip eden isimlerden biri… Türkiye’nin denizaltı inşa becerisini anlatırken “Denizaltının ruhuna müsait olarak sessiz ve derinden giden bir süreç var” tanımını yapıyor.

Ankara’nın bu stratejik yaklaşımı 1980’lerden beri süre gelen denizaltı inşa programları sayesinde edindiğini belirten Erkan, her yeni üretimde daha fazla yerlileşme ve yeni üretim becerileri kazanıldığına işaret ediyor.

Son olarak Reis sınıfı denizaltıların inşası ile bu becerinin fazla daha yukarılara çıktığını öğreniyoruz. Türkiye, bu sınıftaki denizaltıları inşa ederken yüksek teknolojileri milli platformlarına başarıyla uygulamış.

YERLİLİK ORANI ÇOK DAHA YÜKSEK OLACAK

Her ne kadar 1980’lerden bu yana denizaltı üretiminde bir şekilde mevcut olsak da söz konusu mini bir denizaltıyı milli imkanlarla yapabilmek olunca ‘Becerebilir miyiz?’ sorusu akıllara geliyor.

Erkan öncelikle ufak denizaltıların yapıları gereği ufak hacimlerin içine fazla çok alt sistem inşa edilmesi gerektiği için daha zahmetli olacağının altını çiziyor. “Ama bu hal artık bizim gemi inşa sanayimizin altından kalkabileceği bir iştir” dedikten sonra devam ediyor:

“STM-500 diye kodlanan milli mini denizaltı ufak ölçüleri sayesinde teknolojik olarak yerlilik oranımızın fazla daha yüksek olacağı bir platform olacak.

Ülkemizin bazen stratejik alt sistemler konusunda ne cin ambargolara maruz kaldığı herkesin malumu. Üreteceğimiz mini denizaltılar ile bu alandaki dışa bağımlılığın en alt seviyede kalacağı bir sınıf ortaya çıkacak.”

SİHAlardaki başarıyı mini denizaltıda da yakalayabiliriz

Ege’nin yapısı göz önüne alındığında mini denizaltıların önemi daha iyi anlaşılıyor.

YAKIN SULAR İÇİN MİNİ DENİZALTILAR ‘OYUN DEĞİŞTİRİCİ’ OLACAK

Savunma ve Denizcilik Araştırmacısı Kozan Selçuk Erkan’ın üzerinde durduğu bir öbür konu da denizaltıların varoluş ve operasyonel becerileri sebebiyle ‘sualtının hayaletleri’ olduğu gerçeği…

Bu platformları ‘Güçlü, yüksek menzile sahip, suyun altında uzun süre kalabilen araçlar’ olarak niteleyen Erkan bu noktada Türkiye’nin jeostratejik konumuna işaret ediyor ve mini denizaltıların sebep önemli olduğunu anlatıyor:

“Adalar denizi olarak da geçen ve derinliği kısmen az olan Ege Denizi ile kapalı bir deniz olan Karadeniz gibi alanlarda aka denizaltılar ile istediğiniz sonucu elde etmeniz pek olası olmayabilir.

Evet, artık global bir oyuncu olma yolunda ilerleyen Türkiye’nin Reis sınıfı gibi teknolojinin en üst seviyede yakalandığı denizaltılara ihtiyacı var. Ancak yakın sular için de hem üretimi hem de işletmesi maliyet etkin olan mini denizaltılar bizim için hayati önemde.

Bu nedenle STM-500 tipi ufak denizaltıların bölgemiz için ‘oyun değiştirici’ olacağına inanıyorum. Unutmayalım ki, küçüklük aynı zamanda sessizliği de beraberinde getirir. Karşımızda Reis sınıfının benzeri denizaltıları olan komşularımız mevcut ancak STM 500 gibi ufak ve sessiz bir denizaltı sahibi olan yok. Bu nedenle üreteceğimiz yerli ve milli mini denizaltının oluşturacağı tehdit hem farklı hem de daha büyük.”

MİNİ DENİZALTININ EKONOMİK VE POLİTİK SONUÇLARI DA OLACAK

Savunma sanayii ürünlerinin sadece saha üzerinden değerlendirilmesi resmin bütününü noksan bırakıyor… Kozan da bu eksiği gidermek için mini bir denizaltı sahibi olmanın ekonomik ve siyasi açıdan ne gibi kazanımlar sağlayacağına da dikkat çekiyor.

“Bir tehdidi bertaraf etmek için karşınızdaki ülkenin atması gereken bazı adımlar oluyor. Bunlardan ilk akla gelen daha fazla nakit harcayarak karşıdakinin sahip olduğunu platformdan daha iyisini edinebilmek” bilgisini veriyor.

Türkiye’nin mini denizaltı üretecek kabiliyeti var. Ancak komşularımızda bu yeteneğe sahip olan yok. “Bu da onları daha fazla nakit harcamaya ve benzer ürünleri ithal etmeye zorlar” diyor Erkan. Ekonomik olarak zorlanan bir ülkenin politik açıdan da sıkıntılar yaşayabileceğinin altını çizerek, mini bir denizaltının karşı tarafta bırakacağı tali hasarlara da vurgu yapıyor.

MİNİ DENİZALTIYI DÜNYAYA SATABİLİRİZ

Türkiye’nin savunma sanayiinde ortaya koyduğu ürünler dünyanın farklı pazarlarında müşteri buluyor. Haliyle mini denizaltı üretiminin gelecek dönemde ihracat için nasıl bir potansiyel taşıdığını merak ediyoruz… Kozan Selçuk Erkan yanıtlıyor:

“Türkiye askeri gemi inşaat sanayinde son yıllarda üst lige çıktı. Küçük denizaltı konusunda aslında tam da taktik sınıf İHA’lardaki pozisyondayız… Türkiye taktik sınıf İHA’lar üretmeye başladığında dünyada sadece aka sınıf ya da pahalı taktik İHA’lar vardı. Ancak Ankara doğru bir tercihle dünyada bu pazarı ateşledi desek yanlış olmaz.

Küçük denizaltıda da şu anda tam olarak buradayız. Yani garp ya fazla aka ve pahalı ya da fazla teknolojik ve pahalı denizaltılara yönelmişken bu tip ufak denizaltıya yönelmemiz bizim için farklı bir pazar oluşturabilir.

Fransızların ve İtalyanların bu konuda tasarım çalışmaları var. Ancak iki ülke de bu süreçteki riski müşteri ülkenin sırtına yüklemek istiyor. Daha net bir ifadeyle, ellerini taşın altına koyma niyetleri yok… Tam da böyle bir ortamda kendimize üreteceğimiz mini denizaltı gerçekten de pazarı bambaşka bir yere taşıyabilir.

Denizaltılar fazla büyük. Teknolojisi fazla gelişmiş. Haliyle işletme maliyeti de bir hayli yüksek. Dünyada denizaltına sahip olmak isteyip de bunca yükün altına girmek istemeyen fazla sayıda ülke var. İşte bu noktada Türk üretimi mini denizaltılar aranan kan olabilir. Bu nedenle ben milli mini denizaltıların aynen İHA’lardaki gibi farklı bir kuvvet çarpanı olacak potansiyele sahip olduğuna inanıyorum.”

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK , GDPR ve CCPA kapsamında toplanıp işlenir. Detaylı bilgi almak için Veri Politikamızı / Aydınlatma Metnimizi inceleyebilirsiniz. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.