DOLAR 14,6686 0.12%
EURO 15,9086 0.55%
ALTIN 917,12-0,14
BITCOIN 6087361,89%
Kayseri
12°

HAFİF YAĞMUR

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Kuraklıkla boğuşan barajlarda kar sevinci! Şu an İstanbul’un kaç aylık suyu var?

Kuraklıkla boğuşan barajlarda kar sevinci! Şu an İstanbul’un kaç aylık suyu var?

Son iki yılda kuraklığa yenik düşen İstanbul barajları, Ocak ve Şubat aylarında gelen yağışlarla adeta taşma seviyesine geldi. Peki 2020 ve 2021’de...

ABONE OL
Şubat 22, 2022 07:31
Kuraklıkla boğuşan barajlarda kar sevinci! Şu an İstanbul’un kaç aylık suyu var?
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Haberin Devamı

İklim değişikliği, dünyanın birçok yerinde artan ab kıtlığına ve kuraklığa sebep oluyor. Türkiye ise bunu en derinden yaşayan ülkeler arasında yer alıyor. Özellikle son iki yılda yaşananlara baktığımızda durumun hiç de iyiye gitmediği gözle görülüyor. Örneğin 2020’de Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün ortaya koyduğu haritada, Türkiye Aralık 2020’yi ‘şiddetli kuraklık’ riskiyle karşıladı. Ülkemizin batısı, ortası ve Doğu Anadolu Bölgesi ‘acil durum’ gerektirecek şekilde kış mevsimini, şiddetli kuraklıkla geçirdi. Tablo 2021’de de değişmedi.

Türkiye’nin doğusu, Ege’nin güneyi ve Akdeniz, olağanüstü kurak günler yaşadı. Zaten Ege ve Akdeniz’de yaşadığımız orman yangınları ile bu durumu, en derinden ve sarsıcı bir şekilde hissettik. Kurak geçen 2020-2021 yıllarında tabii olarak barajlardaki ab seviyesi de önemli ölçüde düştü ve aka bir ab sorununu ortaya çıkardı. Hatta birçok barajımızda ab seviyesi ortalamaların oldukça altına indi. Barajlardaki bu örneğin ise en fazla İstanbul’u etkiledi ve ‘Su kıtlığı yaşanır mı?’ korkusunu gündeme getirdi. Hatta İstanbul’da son 10-20 yıla kıyasla yağışlar bir türlü yüksek düzeyde gelmedi ve aksine her yıl giderek daha da azaldı.2022, İSTANBUL BARAJLARININ YÜZÜNÜ GÜLDÜRDÜ AMA YETERLİ Mİ?

Haberin Devamı

Fakat 2022’de işler biraz olsun bilakis dönmüşe benziyor. Ocak ayında başlayan kar yağışı ve yağmur tüm yurdu etkisi altına aldı. Doğal olarak bu hal İstanbul’un barajlarının da yüzünü güldürdü. Trakya’nın Istranca Dağları’ndan İstanbul’a ab taşıyan en önemli barajlardan, Kırklareli’nin Vize ilçesi Aksicim Köyü yakınlarındaki Kazandere ile Pabuçdere barajları, bölgedeki yağmur ve karlar ile doldu. Hatta taşma tehlikesi yaşadı.

İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi’nin resmi internet sitesi verilerine göre, geçen yılın Ekim ayında yüzde 8,02’ye düşen Kazandere’nin doluluk oranı, şimdilerde yüzde 95,51’e, 3,19 olan Pabuçdere’nin doluluk oranı ise yüzde 95,83’e yükseldi. İstanbul’a ab sağlayan Istrancalar Barajı’nın 22,34 olan doluluk oranı da 84,63’e çıktı. Şehirdeki 10 barajın ortalama doluluk oranı da yüzde 80,37 olarak ölçülerek, yüzlerde biraz olsun tebessüme sebep oldu.Kuraklıkla boğuşan barajlarda kar sevinci Şu lahza İstanbulun kaç aylık suyu var‘SEVİNDİRİCİ BİR DURUM AMA YÜZDE 80 DOLULUK YETERLİ OLMAYABİLİR’Konuyla ilgili görüşlerine başvurduğum İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Deniz ve İçsu Kaynakları Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Meriç Albay “İstanbul içme suyu barajlarının Şubat ayı ortasında yüzde 80 doluluk seviyesinde bulunması sevindirici bir durum” dedi fakat yeterli olmadığının da altını çizdi:“Bu yıl Ocak ve Şubat ortasına kadar mevsim normallerine yakın yağış alınması nedeniyle barajların yüzde 80 doluluk oranlarına ulaştığımızı söyleyebiliriz. Son 10 yılda barajlardaki ortalama ab bütçeleri düşünüldüğünde rahatlamanın olası olmadığını, Şubat ayına yüzde 80 doluluk miktarıyla girilse bile havzanın yıl içinde ortalama seviyede yağış almaması durumunda ertesi yıl, doluluk seviyelerinin kritik seviyelere düştüğü görüldü. Yani suyun tasarruf edilmesi ve bilinçli kullanımı her zaman aka ehemmiyet taşıyor.”‘NEFES ALDIRAN SÜRECE GİRDİK AMA BUHARLAŞMA YOLUYLA DA KAYBETTİĞİMİZ SU ARTIYOR’Boğaziçi Üniversitesi Su Yönetimi Uzmanı Dr. Akgün İlhan da “Nefes aldıran bir sürece girdik fakat bu, bir daha kurak devre olmayacak anlamına gelmiyor” diyerek, oldukça önemli uyarılarda bulundu:- Aslında kurak dönemlerin sonunda yağışların yükselmesi beklenen bir şeydir fakat bu hal maalesef uzun sürmez. İstanbul’da yaşanan 1989-1990, 1993-1994, 1999-2000, 2007-2008, 2013-2014 ve 2019-2021 kurak dönemleri gösteriyor ki bir iki senenin yağışlı geçmesi, kuraklığın bittiği anlamına gelmiyor. Üstelik iklim afetleri, suyu toplama, depolama, dağıtma gibi faaliyetlerimizi de olumsuz etkiliyor.

Haberin Devamı

– Örneğin aşırı yağışları bırakın, ortalama şiddette bir yağmur yağdığında bile İstanbul’un giderek betonlaşması ve yeşil alanlarını kaybetmesi dolayısıyla ab havzalarında yeterince ab toplanamıyor. – Bu yoğun yapılaşma aynı zamanda sellere de sebep olup, ab altyapılarına ziyan verebiliyor veya kanalizasyon sistemini tıkayabiliyor. Kurak dönemlerde ve sıcak dalgası yaşanan günlerde ise barajlarımızdan buharlaşma yoluyla kaybettiğimiz ab arttığı için depoladığımız suyun bir kısmını da kaybediyoruz.Kuraklıkla boğuşan barajlarda kar sevinci Şu lahza İstanbulun kaç aylık suyu varGrafikler: Harun Elibol‘EN AZ 7 AYLIK SU STOĞU VAR AMA…’Yüzde 80 seviyeleri şimdilik iyi görünse de gene de yaz ve sonbahar dönemlerini belirleyecek olan bahar yağışları… Eğer bahar döneminde beklenen yağmurlar gelmezse, yaz aylarına yüzde kaç doluluk oranıyla girersek yazı rahat bir şekilde çıkarabiliriz?Prof. Dr. Meriç Albay, “Nisan sonunda barajlarda ortalama doluluk oranı yüzde 80 olması durumunda yaz ayları; hatta sonbahar aylarında içme suyu sorunu yaşanmaz” dedi ve ekledi:“Şu anda barajlarda yaklaşık 700 milyon metreküp ab bulunuyor. İstanbul da günde ortalama 3 milyon metreküp ab kullanıldığı düşünülürse en az 7 aylık ab stokunun olduğu görülür. Fakat bu hal İstanbul’u rahatlatmamalı, yağış olmaması durumunda bir sonraki yıl aka sorunlar ile karşılaşılabileceği unutulmamalı.”

Haberin Devamı

MELEN HAVZASI’NDAN SU TRANSFERİ DURDURULDU‘Ne ‘Melen Sistemi’ ne de gelecekte inşa edilmesi planlanan barajlar şehre yetmez’İstanbul’un günlük içme ve kullanma suyu ihtiyacı ortalama 3 milyon 200 bin metreküp. Bu ihtiyacın önemli bir miktarı ise şehrin barajları dışında Melen Havzası’ndan karşılanıyor. Ocak ve Şubat döneminde yağışlar fazla olunca ve bazı barajlarda taşma tehlikesi gündeme gelince Melen’den ab transferi şimdilik durduruldu. Peki bu hal Melen’e biraz olsun soluk aldırır mı? Ya da Melen şehrin ab yüküne ne kadar daha destek olabilir?Melen için “Şu anda ve gelecek yıllarda İstanbul’un içme suyu ihtiyacının karşılanmasında önemli bir yer tutuyor” diyen Prof. Dr. Meriç Albay, “Melen Barajı amade olmamasına rağmen İstanbul’un içme suyu ihtiyacının yaklaşık yüzde 50’si Melen’den sağlanıyor. Bu nedenle gelecek yıllarda da Melen Çayı İstanbul’un içme suyu ihtiyacını sağlayacak ana kaynak olarak gösterilecek” dedi ve gene de kuraklığa yenilebilir uyarısında bulundu:“Ülkemizin gelecek yıllarda iklim değişimi gibi önemli bir sorunla daha fazla yüzleşecek olması endişe yaratıcı bir durum. Uzun süreli kuraklık sorununun yaşanması halinde akarsuyun debisinin kayda paha oranda düşmesi beklenmesi gereken bir süreç. Bu yüzden ülkemizin İstanbul gibi aka bir metropolünün içme suyu ihtiyacının önemli bir kısmını bir kaynaktan sağlanması gelecek yıllarda önemli sorunların ortaya çıkmasına yol açacak. Bir ab bilimci olarak bu hal beni de oldukça korkutuyor.”

Haberin Devamı

Gelen yağışlarla beraber sürekli gündeme gelen Pabuçdere Barajı’ndaki toprak üzerinde duran, ‘Can güvenliği bakımından göle girmek tehlikelidir’ yazısı da suların içinde kaldı. Ayrıca Pabuçdere ve Istrancalar barajlarının doluluk oranı son yılların en yüksek seviyesine ulaştı.

Kuraklıkla boğuşan barajlarda kar sevinci! Şu lahza İstanbulun kaç aylık suyu var?

Gelen yağışlarla beraber sürekli gündeme gelen Pabuçdere Barajı’ndaki toprak üzerinde duran, ‘Can güvenliği bakımından göle girmek tehlikelidir’ yazısı da suların içinde kaldı. Ayrıca Pabuçdere ve Istrancalar barajlarının doluluk oranı son yılların en yüksek seviyesine ulaştı.

“Ne Büyük Melen Sistemi ne de gelecekte inşa edilmesi planlanan Sungurlu ve İsaköy gibi öbür barajlar ve sutaşıma sistemleri bize yetemez” diyen Dr. Akgün İlhan ise konuyu şu şekilde özetledi:- Her yeni barajın ab altyapısının ve tesisin yerel yönetimler için ilave maliyet olduğu unutulmamalı. Bu maliyetler ister istemez ab faturalarına yansımak zorunda. Aksi takdirde ab hizmetlerinin devamı sağlanamaz. Bu durumda içme kullanma suyu artan bir hızla pahalanır ve suya ekonomik erişimde sorunlar ortaya çıkar. – Su desteğini bize verecek en sürdürülebilir ve emin destek, öbür bir baraj değil. Su kullanımımızda tasarrufa sebep olacak davranış değişiklikleri… Yani gri suyun yerinde ve yeniden kullanımı ve yağmur suyu hasadı gibi… Yani, artık biricik çare, ab talebini küçülterek ab arzını büyütmek.‘TUZLU SU ARITIMI ÖNEMLİ AMA SIKITILAR YARATABİLİR’

Haberin Devamı

Su kıtlığına karşı tuzlu ab arıtma seçeneği de bazen gündeme geliyor. Özellikle Desalinasyon (Suda mevcut tuzu, mineralleri ve öbür maddeleri gidererek; içme, sulama, kullanma amaçlı ab elde edilmesi) tesisleri de çare olarak seçenekler arasında duruyor. Ama bunun uzun vadede ne gibi zararları olabilir, nasıl sorunlar doğurabilir?

Prof. Dr. Meriç Albay, “Uzun yıllardan beri Singapur, Malezya, İspanya ve İsrail de deniz suyu arıtılarak tatlı ab ihtiyacı karşılanmaya çalışılıyor” dedi ve İstanbul özelinde şu bilgileri paylaştı: – Tuzlu sudan tatlı ab elde edilmesinin ab krizinden kurtulmak için en ülkü çözüm olarak takdim ediliyor. Fakat tuzlu suyu arıtırken nehir ve göllerdeki suyu arıtmaktan çok, daha fazla enerji tüketildiği de unutulmamalı.

– Tuzlu ab arıtımında tatlı suların arıtımına göre üç kat daha fazla karbondioksit üretildiği de akılda tutulmalı. Hem arıtım sürecinde ortaya çıkan aka tuz kütlelerin yine denize iade edilmesi sürecinde ekosisteme vereceği potansiyel zarar, hem tüketicinin ünite miktardaki suya ödeyeceği ücretin yüksekliği, hem de yüksek enerji tüketimi nedeniyle denizden ab arıtımı konusu fazla dikkatli bir şekilde değerlendirilmeli. İstanbul özelinde ise Marmara Denizi’nin ab kalitesi düşünüldüğünde bu yöntemin öbür sıkıntılar yaratacağı da unutulmamalı.Kuraklıkla boğuşan barajlarda kar sevinci Şu lahza İstanbulun kaç aylık suyu var‘AYAĞIMIZI SUYUMUZA GÖRE UZATMALIYIZ’

Dr. Akgün İlhan ise “Ayağımızı suyumuza göre uzatmalıyız” diyerek, desalinasyon tesislerinden önce üzerinde durulup doğru adımlar atılması gereken durumun nüfus olduğunun altını çizdi:

“Türkiye’nin kentleşme ve nüfus politikaları, nüfusun aka çoğunluğunun İstanbul başta olmak üzere birkaç aka şehirde toplanmasının önüne geçecek şekilde yeniden düzenlenmeli. Bu kolay değil fakat artık bıçak kemiğe dayandı da kesiyor. Bu kadar nüfusa ve yapılaşmaya ne ab ve iklim ne de toprak dayanabilir. İş, eğitim ve sıhhat gibi temel alanlarda eşit olanaklar öbür kentler ve kırsal alanlar için de sağlanabilse, İstanbul’un nüfusu böyle sürdürülemez şekilde artmayacaktır”

Dr. İlhan’ın nüfus detayına katılan Prof. Dr. Albay ise “2021 yılında sadece İstanbul’un nüfusu yaklaşık 400 bin şahıs arttı. Bir kişinin muhtelif ihtiyaçlar için günde 200 litre ab tükettiği düşünülürse yılda yaklaşık 75 milyon litre daha fazla tüketileceği anlamına gelir. Bu hal sürdürülebilir değildir” dedi ve konuyu şu şekilde özetledi:

– Bireylerin yapacağı tasarruf kadar kamunun ve özel sektörün ab tüketimini azaltacak önlemler alması aka ehemmiyet taşıyor. Örneğin 2000’li yıllarda kabul edilebilir nüfus artışıyla büyüyen Paris’in  şahıs başına düşen ab tüketimini azalttığı biliniyor. İstanbul’un hızlı nüfus artışı ile büyümesi ise tüm planlamaların önüne geçecektir.

– Bu konuda belde plancıları, harita mühendisleri, mimarlar, ab bilimciler, etraf mühendisleri, sosyologlar, ilgili STK’lar ve bakanlıklar ile özel sektör bir araya gelmeli ve şehrin daha rasyonel büyümesi için planlar yapmalı. – Su kalitesi ve yönetimi üzerine çalışan bir uzman olarak sadece İstanbul için değil ülkemiz ab kaynaklarının kısıtlı olması nedeniyle ülkemizin birçok bölgesi için aka endişe taşıyorum. Su yönetiminde yeni bir yaklaşımlara ihtiyacımızın olduğuna inanıyorum.

İstanbul dışında öbür illerdeki barajlarda da doluluk oldukça iyi durumda. İzmir’de barajların yekün aktif doluluk oranı yüzde 25 seviyelerinde… Geçen yıl bu oran yüzde 20 seviyesindeydi. Bursa’da barajlar son yağışlarla oldukça artmış durumda. Geçen yıl ocak ayında barajların aktif doluluk oranı yüzde 16 seviyesindeyken, bu yıl yüzde 27 seviyesine ulaştı. Adana'da da yüzler gülüyor. Son iki ayda Seyhan Barajı’ndaki doluluk oranı yüzde 36’dan yüzde 75’e, Çatalan Barajı’nda yüzde 68’den yüzde 81’e, Nergizlik Barajı’nda yüzde 13’ten yüzde 31’e, Kozan Barajı’nda yüzde 17’den yüzde 30’a, Yedigöze Barajı’nda yüzde 70’ten yüzde 75’e yükseldi. Ankara’da ise Ocak ayında yüzde 8,9 olan doluluk oranı 21 Şubat itibariyle yüzde 10.08'e yükselmiş durumda…

Fotoğraf: DHA

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK , GDPR ve CCPA kapsamında toplanıp işlenir. Detaylı bilgi almak için Veri Politikamızı / Aydınlatma Metnimizi inceleyebilirsiniz. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.