0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Türkiye Cumhuriyeti devleti, terör konusunda attığı kararları adımların sonucu olarak yurtiçinde terörü neredeyse temizleme noktasına geldi. Fakat hükümet, hudut ötesi tarafından gelen akınları da kökten bitirmek ismine hudut ötesi operasyonlar gerçekleştiriyor. Bu operasyonların bir ayağı Suriye’de devam ederken, Cumhurbaşkanı Erdoğan geçtiğimiz aylarda yeni bir operasyonun sinyalini vermişti. Şimdi tarihi belirli olmayan bu operasyonla ilgili Cumhurbaşkanlığı Bağlantı Lideri Fahrettin Altun’dan açıklama geldi.

“PKK, SURİYE TARAFINDAN SALDIRMAYA DEVAM EDİYOR”

Altun, Norveç’in önde gelen gazetelerinden “Aftenposten”ın sorularını yanıtladı. Suriye’de terör örgütü PKK/YPG’ye karşı ne vakit askeri operasyon düzenleneceğine ait soru üzerine Altun, PKK/YPG terör örgütünün hem Türk askerlerine hem de Türkiye‘nin müdafaası altında Suriyeli sivillerin yaşadığı bölgelere hücumlar düzenlediğini belirtti.

“HAREKATIN NE VAKİT YAPILACAĞINA TÜRKİYE KARAR VERECEK”

Türkiye açısından öncelikli sıkıntının vatandaşlarının can ve mal güvenliği olduğunu vurgulayan Altun, bunun bir modülü olarak da bölgesel barış ve istikrarın değerine işaret etti. Altun, “Suriye’ye ne vakit harekat yapılacağına Türkiye karar verecektir.” dedi. “Türkiye’nin askeri harekatı Rus makamlarının isteği yahut takviyesi olmaksızın başlayabilir mi?” formundaki soru üzerine de Fahrettin Altun, Türk-Rus bağlarının çok esaslı bir tarihe sahip bulunduğunu birebir vakitte son derece gerçekçi olduğunu söyledi.

“TÜRKİYE KİMSEDEN MÜSAADE ALMAZ”

Birçok alanda düzgün bağlar olmasına karşın iki hâkim devlet olarak her mevzuda tam manasıyla mutabık halinde olunmamasını olağan karşıladığını lisana getiren Altun, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Suriye evrakında da alandaki krizin mahiyeti ve mümkün çıkış yolu hakkında farklı yaklaşımlar olabilir. Fakat biz terörle uğraşın bölgede barış ve istikrar isteyen tüm devletlerin ortak paydası olduğuna inanıyoruz. Türkiye, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde artık kendi çıkarlarını merkeze alan, gerekli gördüğünde ise kendi göbeğini kesen bir devlet haline gelmiştir. Buna son yıllarda herkes şahit oldu. Elbette ilgili devletler ortasında kimi fikir alışverişleri yapılır. Lakin günün sonunda Türkiye’nin atacağı hiçbir adım kimsenin müsaadesine yahut isteğine tabi değildir.”