DOLAR 14,5986 -0.02%
EURO 15,9195 -0.07%
ALTIN 927,82-0,02
BITCOIN 6033944,01%
Kayseri

PARÇALI AZ BULUTLU

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Türkiye bir ilki gerçekleştirdi! A400M’lere ‘yerli’ dokunuş

Türkiye bir ilki gerçekleştirdi! A400M’lere ‘yerli’ dokunuş

Türkiye, Airbus’ın A400M tipi askeri nakliye uçağına Yönlendirilmiş Kızılötesi Karşı Tedbir (DIRCM) sistemini garanti kapsamı dışında kalmadan entegre edebilen ilk ülke oldu. Daha önce İngiltere de uçakların garanti süresini bozma pahasına bu sistemi entegre etmişti. İşte detaylar…

ABONE OL
Şubat 22, 2022 11:01
Türkiye bir ilki gerçekleştirdi! A400M’lere ‘yerli’ dokunuş
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Türkiye yerli ve milli savunma sanayii ürünleri kadar kritik sistemlerin fazla önemli platformlara uygulanması konusunda da oldukça değerli işlere imza atıyor. Türk Havacılık ve Uzay Sanayi’nin Airbus A400M askeri nakliye uçaklarında bir ilke imza atarak Yönlendirilmiş Kızılötesi Karşı Tedbir (DIRCM) sisteminin entegrasyonunu gerçekleştirmesi de bunlardan biri.

TRT Haber’den Sertaç Aksan’ın haberine göre DIRCM sistemini daha önce sadece İngiltere uçakların garanti sürecini bozma pahasına kendi kullandığı A400M’lere entegre etti. Ancak Türkiye’nin bu sistemi entegre ettiği uçaklarda garanti bozulmadı çünkü Airbus ve TUSAŞ’ın A400M uçakları için ortaklığı söz konusu.

Peki Türkiye sebep kargo uçağına bu sistemi ekleme ihtiyacı hissetti? DIRCM ne gibi bir yetenek sağlıyor? Savunma Analisti Hakan Kılıç ile hem bu soruların yanıtını anlattı hem de sürecin öbür detaylarına değindi.

Türkiye bir ilki gerçekleştirdi A400M’lere yerli dokunuş

DÜNYADAKİ TÜM ÜLKELER POTANSİYEL MÜŞTERİ

Halihazırda Türkiye ve İngiltere dışındaki ülkelerin kullandığı A400M’lerde bu sistemin olmadığını bilgisini vererek anlatmaya başlıyor Kılıç… Az önce de bahsettiğimiz gibi Türkiye’nin İngiltere’den farklı olarak ‘uçağı garanti dışına çıkarmadan’ bunu yapabilmesini önemli buluyor.

“Yani müstahsil firma izniyle garanti kapsamından çıkarmadan ve yeniden EASA sertifikası alarak A400M’lere DIRCM uygulayan biricik firma TUSAŞ.” cümlesiyle süreci özetliyor. Avrupa’daki öbür ülkelerin kullandığı A400M’lerin bu kabiliyetten uzak kaldığının altını çizen Kılıç’a göre yakında öbür ülkeler de Türkiye’nin kapısını çalıp kendi uçaklarına da DIRCM takılmasını talep edebilir. Daha net bir ifadeyle bu uçağa sahip tüm ülkeler Türkiye için potansiyel müşteri haline gelebilir.

NEDEN BÖYLE BİR SİSTEME İHTİYAÇ DUYULDU

Hakan Kılıç’a Türkiye’nin ya da öbür örnekte olduğu gibi İngiltere’nin sebep bir askeri kargo uçağına ‘karşı tedbir’ ekleme ihtiyacı duyduğunu soruyoruz:

“Bu doğru bir soru… Sonuçta bunlar cenk uçağı değil nakliye uçağı. Düşman bölgesine veya hava savunma tehdidinin bariz olduğu bir bölgeye pike yaparak malzeme, paraşütçü atacak halleri yok. Diğer ülke A400M’lerinde sebep yok? İşte burada kullanıcı ülkenin askeri operasyonlarının niteliği ve tehdit değerlendirmesi bunu belirleyen faktör olarak öne çıkıyor.

İngiltere; Irak, Afganistan ve benzer sahalarda omuzdan atılan/portatif hava savunma sistemi demek olan MANPADS füze tehdidinin olduğu sahalarda A400M kullanıyor. Yani bu uçaklar iniş ve kalkışta omuzdan atılan ve sadece 8-10 km menzili olduğu halde fazla tehlikeli olan hava savunma füze sistemlerinin tesir alanında kalıyor. Üstelik bunlar asimetrik, gayri nizami savaş unsurlarının etkisinde.

Türkiye’ye gelince… Aslında bizi anlatmaya bile gerek yok. Şöyle bir etrafımıza bakalım. Ya da Libya gibi denizaşırı bölgelerdeki operasyonlarımıza. Adeta MANPADS cehenneminin ortasındayız.

Suriye’de grupların ve silahların kontrolsüz olarak nasıl yan değiştirdiğini düşündüğümüzde bir Türk A400M nakliye uçağının hudut ötesinde maruz kalacağı MANPADS tehdidi ile bir Fransız veya İspanyol A400M uçağı arasında dağlar kadar fark var.”

MANPADS SICAKLIK FARKINI TAKİP EDİYOR

Savunma Analisti Hakan Kılıç’a DIRCM sisteminin nasıl çalıştığını da soruyoruz. Yanıta geçmeden önce TUSAŞ’ın A400M’lere Yönlendirilmiş Kızılötesi Karşı Tedbir Sistemi entegrasyonunu kabiliyeti kazanmış olmasının hem Türk Hava Kuvvetleri hem de TUSAŞ açısından fazla önemli olduğunun altını çiziyor.

DIRCM sisteminin nasıl çalıştığını anlamak için önce MANPADS’in çalışma mantığının anlaşılması gerektiği görüşünde Kılıç. Bu nedenle o süreci en umumi haliyle anlatıyor:

“Uçağın hariç yüzeyinde füze uyarı alıcıları, yönlendirilmiş lazer yansıtıcı, antenler ve benzer unsurlar var. İçeride ise merkezi bilgisayar, yüzlerce metre kablo, elektronik ve aviyonik cihazlar ile 405 ayrı parçadan oluşan bir sistem düşünün.

MANPADS ya da öbür kızılötesi güdümlü hava savunma sistemleri kızılötesi görüntüleyici arayıcı başlıkları sayesinde hedef takibi yapar. Yani kızılötesi güdümlüdür. Uçağın motor çevresi ve keskin yüzeylerinin havayla yaptığı sürtünmeden oluşan sıcaklığı daha doğrusu uçak üzerindeki sıcak parçaları kızılötesi görür, takip eder. Böylece kilit atmış olur. Sanıldığı gibi motordan çıkan sıcak gazları takip etmez.

Uçak zaten ısınmıştır. Dolayısıyla ısıya gitmez, sıcaklık farkına gider. Kızılötesi olarak sıcaklık farkını tahlil ederek direk motora gidebilir. Ya da işlemciye ‘kokpite git’ yazılırsa füze bu kere orayı hedef almaya çalışır. Helikopterlerde ise en garantili yöntem kuyruk paline çarpmaktır. Nakliye uçaklarında ise motorlarla daha fazla kanat kirişinin vücut ile birleştiği yerleri tahrip etmek öncelikli hedeftir.”

DIRCM NASIL ÇALIŞIYOR?

Peki ya DIRCM sistemi? Kılıç, söz konusu çözümün 360 radde füze uyarı sistemleri ve kızılötesi algılayıcıları sayesinde yerden kendisine doğru gelen füzeyi algıladığını belirterek, “Gelen füze merkezi bilgisayar ve kokpit ekranında görülür. Pilot kinetik kaçınma manevralarına başlar fakat nakliye uçağında bu fazla işe yaramaz çünkü gövdeleri fazlasıyla büyüktür. Uçaktaki DIRCM sistemi bu noktada devreye girer ve alıcıların tespit ettiği noktadaki MANPADS’e müdahale eder” bilgisini paylaşıyor.

MANPADS’lerin ucunda kızılötesi bir arayıcı başlık olduğunu söyleyen Kılıç, DIRCM’ın bu noktaya lazer ışını uyguladığından bahsediyor. Sonrasını “Arayıcı başlığı kör olan MANPADS kör bir kuştan farksızdır.” cümlesiyle tehdidin nasıl bertaraf edildiğini netleştiriyor.

MEVCUTLARIN İÇİNDE EN ETKİLİ SİSTEM

Kızılötesi arayıcı başlıklı füzelere karşı yeni yeni uygulanmaya başlayan DIRCM sistemi daha önceki kaçma-kurtulma yöntemleri olarak anlatım edilen yöntemlere göre en etkili seçeneklerden biri olduğunun altını çiziyor Hakan Kılıç.

Kılıç ayrıca A400M veya öbür hava araçlarına yönelik öbür hava savunma füzesi tehditleri de olduğuna değiniyor. Ancak bu gibi durumlarda A400M’de de bulunan pasif tedbirlerin uygulandığı bilgisiyle sözlerini tamamlıyor.

 

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK , GDPR ve CCPA kapsamında toplanıp işlenir. Detaylı bilgi almak için Veri Politikamızı / Aydınlatma Metnimizi inceleyebilirsiniz. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.