BÜLENT TİMURLENK – BURUK’A İKİ SORU

Üç maçtır kazanamıyor, hakemlerden muzdarip yani yaralı iseniz acıyı unutmak, unutturmak için bir diğer başlamalısınız oyuna. Önde baskı, tempolu oyun ve taktik disiplin… Galatasaray birinci yarıda bütün bunları mumla arattı.

Emre Taşdemir rezerv kadroda talih bulan, A kadroda dakikası olmayan bir oyuncu. Oyunu birinci yarıda onun üzerinden kurarken Kerem’in ısrarla kanadını terk etmesi ve topun olduğu kadraja girme merakı Emre’yi de tüketti. Bir konumda top ardına atıldığında kadrajda olmayan Kerem güya Tekirdağ’dan dönüyordu….

Kadıköy’de 4 gol atarken merkezde Borini’yi kullanan Pirlo’nun, Diagne ile başlama tercihi Caner’in duran toplarına bağlıydı. Pek yeterli bir tercih olduğu söylenemez, elinde Colley üzere süratli bir adam varken… Adnan’ın kırmızı kartıyla da bir öbür maç oldu Karagümrük için… Viviano, Galatasaray’a karşı…

İkinci yarıda Rashica’nın sola geçip, iç kulvara basması Emre’yi de rahatlatırken, Dubois da Caner’in çıkışlarını önleyince bir eksik Karagümrük karşısında Buruk’un ekibinin gol kaçırma yarışı başladı. Futbol az ya da çok topu santrforunla buluşturma sanatıdır. İcardi’nin futbol aklı alanda parlarken ve kolay oynarken kadro arkadaşları tabelaya isimlerini yazdırma peşindeydi. İki golle bir saat bir eksik oynayan rakibini devirmenin derbiye verecek bir iletisi yok.

Maç öncesi “Çok çalışıyoruz” diyen Okan Buruk’a iki sorum var: 30 orta yapan, doğaçlama oynayan ve oyuncularının kişisel yetenekleri üzerinden emekleyen bu ekibin oyun planı nedir? Ya da birinci 45’te Kerem sahayı gezmeye başladığında kaybettiğiniz Giresunspor maçı aklınıza geldi mi, geldiyse neden uyarmadınız?